CUMHURİYET DÖNEMİNDE BEKTAŞÎLİK VE DEDEBABALIK SİSTEMİ
Özet:
Dedebabalık, Bektaşiliğin hiyerarşik yapısındaki en üst makamdır. Bu çalışmada; Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde Bektaşiliğin durumu ile Dedebabalığın önemi; Cumhuriyet döneminde tekkelerin kapatılmasının Bektaşiliğe etkisi; Anadolu, Arnavutluk ve Mısır üçgeninde Dedebabalık seçimi uygulamalarının tarihi kaynaklar açısından incelenerek, Osmanlı’dan günümüze bu makamın kronolojik seyri açıklanmaya çalışılmıştır.
Osmanlı Devleti Döneminde Dedebabalığın Yeri ve Önemi
Osmanlı Devleti, kuruluşundan itibaren Türk dinî hayatının iki temel kurumundan biri olan tekkelere dayanarak gelişme göstermiş, bu bağlamda kendisine faydası olabilecek her kişi ve kurumu koruyup desteklemiştir. İdaresi bakımından vakıflar; mazbut, mülhak ve müstesna vakıflar olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Bu bağlamda bakıldığında, Hacı Bektaş Tekkesi ise Osmanlı Devleti’ndeki sekiz müstesna vakıftan birisiydi.
Hacı Bektaş Velî Tekkesi’ne yönetim açısından bakıldığında iki yapının varlığı gözlenmektedir. Birincisi devletin resmi ve maddi konularda muhatap kabul ettiği ve mütevellilik görevinde bulunan ve Hacı Bektaş soyundan olduğunu ileri süren Çelebiler idi. Hacıbektaş Kasabası önceleri Dulkadiroğulları Beyliği sınırları içindeyken, 1515 yılında kısmen, 1522 yılında ise tamamıyla Osmanlı İmparatorluğu’na bağlanmıştır. Çelebiler dergâhın muhtemelen bu tarihten önce de mütevellileriydi. Osmanlı topraklarına katılınca eski statüsü devam etti. Diğeri ise, dergâhta ikamet eden, derviş yetiştiren, gelen misafir lere hizmette bulunan, Balım Sultan Erkânnâmesi’ni uygulayan Babagân adı da verilen Bektaşîlerdi.