GEÇMiŞTEN GÜNÜMÜZE BEKTAŞİLİK

H. Dursun GÜMÜŞOĞLU

Özet

Osmanlı tarihinin ilk dönemlerinde yönetim tarafından Bektaşlliğe öncelikli olarak değer verilmekteyken, 16. yüzyıldan sonra tedrici bir şekilde önyargılı, hatta hasmane bir tutum takındıkları bilinmektedir. Bu makalede, Bektaşi tekkelerinin tarihsel süreç içindeki geçirdiği evreler, yaşadıkları sorunlar, Bektaşi babalarının, Çelebilerle ilişkileri, inanç algıları, sosyal yapısı, günümüz Bektaşiliğinin durumu, uğradığı kültürel erezyonlar ve gelecek açısından olabilecekterin değerlendirilmesi hakkında bilgiler sunulmaktadır.

MANSUR BABA HAZİRESİ’NDEKİ SON OSMANLICA BEKTAŞİ MEZAR TAŞLARI

H. Dursun GÜMÜŞOĞLU

Öz


Altı yüz yıllık bir geleneğe sahip olan Osmanlı Devleti’nin sayısız cami, mescid, medrese, han, hamam ve tekke yaptığı bilinmektedir. Özellikle mescid ve tekkelerin yakınında hazire denilen mezarlıklar da bulunmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, tarihi tüm yapılar, kitabeler, hazireler, mezar taşları, toplumumuzun tapu senedi ve geçmişten geleceğe ulaştıracak kültürel bağlarımız durumundadır.

Osmanlı Dönemi’nde Balkanlar ve Anadolu’nun fethine katılan Bektaşi dervişleri ve gönül erlerine tekkelerini kurmaları için arazi verilmekteydi. İstanbul Göztepe’de 14. yüzyılda Horasan’dan birlikte gelen Şahkulu Sultan ile Mansur Baba’ya bu şekilde Pelekanon (Maltepe) savaşında gösterdikleri yararlıkların ardından Orhan Gazi tarafından tekkelerini kurmaları için –halen türbelerinin de bulunduğu– Merdivenköy’de (Göztepe/İstanbul) yer verilmişti.

Merdivenköy’de yer alan ve Mansur Baba Haziresi olarak bilinen bu hazire, hâlâ zamanın tüm yıpratmalarına direnen sayısız tarihi zenginliklerimizden birisi durumundadır. Mansur Baba Haziresi’nde, Osmanlıca yazılı olup Bektaşilere ya da diğer tarîkat ehli kişilere ait olan mezar taşları vardır. Thierryy Zarcone’nun 1991 yılında yaptığı çalışmasında bunların toplam sayısının 69 olmasına rağmen, günümüzde ayakucu taşları hariç sadece 51 adet kaldığı tespit edilmiştir. Bu taşlar 1166 - (milâdî 1753) ile 1337 - (milâdî 1921) yılları arasında yaklaşık 168 yıllık bir döneme aittir.

Bu çalışmada, tespit edilen bu 51 mezar taşı fotoğraflanarak, üzerinde bulunan yazılar Latin harflerine çevrilmiş ve okuyucunun daha rahat anlaması için günümüz Türkçesiyle sadeleştirilmiştir. Amacımız her türlü ihmal veya kasıtlı davranışlara rağmen günümüze ulaşabilen Osmanlı mezar taşlarının varlığına, içeriğine, okuyucunun dikkatini çekmek ve farkındalık yaratmaktır. Bu mezar taşlarında, geçmişte yaşamış insanların düşünceleri, inançları, sosyal yaşamları hakkında bilgi verecek pek çok ipucu bulunmaktadır

CUMHURİYET DÖNEMİNDE BEKTAŞÎLİK VE DEDEBABALIK SİSTEMİ

H.Dursun GÜMÜŞOĞLU

Özet:


Dedebabalık, Bektaşiliğin hiyerarşik yapısındaki en üst makamdır. Bu çalışmada; Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde Bektaşiliğin durumu ile Dedebabalığın önemi; Cumhuriyet döneminde tekkelerin kapatılmasının Bektaşiliğe etkisi; Anadolu, Arnavutluk ve Mısır üçgeninde Dedebabalık seçimi uygulamalarının tarihi kaynaklar açısından incelenerek, Osmanlı’dan günümüze bu makamın kronolojik seyri açıklanmaya çalışılmıştır.

BEKTAŞİLİK VE ALEVİLİKTE HIRKANIN ÖNEMİ

Dursun GÜMÜŞOĞLU

ÖZET

İnsanlık tarihinin başlangıcından günümüze kadar her zaman düşünceler, inançlar gibi soyut şeyler sembollerle ifade edilmeye çalışılmıştır. İslam’ı varlığın birliği temelinde açıklayan anlayış ve felsefeye bağlı bir yorumu olan tasavvufun da bunun dışında kalması mümkün değildir. Bu anlayış temelinde anlatılmak istenenler bazen açık bazen dolaylı şekillerde ifade edilmiştir. Bunu yaparken sözlü anlatım ve bedensel birtakım hareketlerin yanı sıra özel giysi ve eşyaların da kullanıldığı görülmektedir.

BEKTAŞİLİKTE TARİHSEL SEYİR İÇİNDE KADINA BAKIŞIN DAYANAKLARI

H.Dursun Gümüşoğlu

ÖZET


Hiçbir inancın uygulamalarını, bakış açılarını, yaşadığı toplumun geleneklerinden, adetlerinden ayrı düşünmek mümkün değildir. Alevilik ve Bektaşiliğin kadına bakış açısını anlayabilmek için de, geçmişine bakmak gerekir. Bunların iyi tahlil edilmesi, Bektaşiliğin günümüzdeki İslam anlayışının tarihsel kökenlerini irdelemekle mümkündür. Bu yazıda Oğuzların, Avrupa topluluklarının, Arap topluluklarının dönemlere göre kadına bakışı ile
ilgili bazı bilgilere ulaşılacak, bu bilgiler ışığında da Bektaşiliğin bu konudaki uygulamaları açısından somut sonuçlara varılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Bektaşilik, Kadın, İslamiyet, Kur'an-ı Kerim.

15. YÜZYIL BEKTAŞİLİĞİNDE SÂDIK ABDAL ÖRNEĞİ

H.Dursun GÜMÜŞOĞLU

ÖZET:

Bu makalede Sadık Abdal Dîvanı tanıtılmaya ve Dîvanın içeriǧi hakkında bilgi verilmeye çalışılacaktır. Bektaşî mitlerine-söylencelerine göre Balkanlar'ın Osmanlı tarafından fethinde önde gelen isimlerden biri, Seyyid Ali Sultan ya da diǧer adıyla Kızıldeli Sultan'dır. Seyyid Ali Sultan'ın müritlerinden biri olarak Bektaşîliǧe intisap etmiş olan Sâdık Abdâl'ın Dîvanı'nı yeni yazıya çevirdik.