BEKTAŞİLİĞE GÖRE İNSAN VE MÜRŞiD ANLAYIŞI
Kainat ise, aşk ve akıl üzerine kurulmuştur. Allah'ın zatı olmasaydı, Hz. Muhammed ve Hz. Ali'de de bir şey görünemezdi. Zahirde nebi olan batında velidir. Nebiler kendilerini bildirmekle, veliler ise gizlemekle yükümlüdür. Bu nedenle tasawufta bir söz vardır: "aşik söylemezse ölür, arif söylerse ölür'.
Sekahüm sırrını söyleme sakın
Sakla kulum beni saklayayım seni
Gevher-i zatımı açmagil sakın
Sakla kulum beni saklayayım seni1
Aklın önemi Kur'an-ı Kerim'in pek çok ayetinde anlatılmaktadır. Şuurlu varlık insan olduğu için sevap ve günah kavramı da, insana hitaben söylenmiştir. insanın, aklını hayn murad ederek kullanması onun kurtuluşuna vesile olacaktır.
Bektaşiliğin Kur'an ı Kerim'i en son ve diğer kutsal kitaplan da, içinde toplamış kitap, islam'ı da, en son din olduğuna inancı tamdır. Ayetler Allah'ın kelamıdır, Allah ise tüm yaratılmışların yaratanıdır. Sebebini bilsek de, bilmesek de yaratılmış olan her şeyde mutlaka bir hikmet vardır. Allahın yarattığı her varlığın mutlak bir işlevi vardır, her şeyi mazhanna göre değerlendirir, bu nedenle gübre böceğinden bal üretmesini, arıdan da gübreye konmasını beklemez. Katili yaratan da aynı Allah'tır, mazlumu yaratan da, aynı Allah'tır. Bektaşiliğin amentüsü "Hayrihi ve şerrihi değil aksine "hayrihi ve adaletihi min Allah-t teala'dır. Şer Allah'tan gelmez, ancak beşeri zaaflardan ortaya çıkar. Allah insan şuuı1u varlık olarak yaratmıştır, iyi ile kötüyü, sevap ile günahı tercihi kişiye bağlıdır. Şer Allah'tan gelmez, şerrin Allah'tan geldiğini ileri sürmek büyük hatadır. Bektaşi katilden yana değil, mazlumdan yana olmayı daima tercih eder.
İnsanlar da anlayışlan itiban ile farklılıklar arz ederler. Kuran ı Kerim sadece avam denilen en alt idrak seviyesinde olana hitap etmez; Allah'ın seçkin kullarının ancak zevk edebileceği tasvvufi konulan içeren tefekkürie idrak edilebilecek ayetleri de vardır. Yüce Allah ilahi sırlannın üstlerini Kuran ı Kerim'de kısmen örtmüştür; bu nedenle "Biz ayetlerimizi anlayışlı insanlar için geniş tuttuk" demektedir. Yine bir başka ayette "Onun ayetlerinin bir kısım muhkemdir ki, onlar kitabın anasıdır. Diğer ayetlerse müteşabbihdir"3 denilmektedir.
imam Cafer-i Sadık ise tevhid ile ilgili olarak şu sözleri söylemektedir:
Ey Cendeboğlu,! Senden kesileni dolaş. Sana vermeyene ver. Sana kötülük edene iyilik et Seni sevene selam ver. Seninle düşmanlığa girişene ihsan et. Sana ulmedeni affet. Güneşi gönnezmisin? Kötü kişileri de ışıklandırıyor, iyi kişileri de. Yağmura bakmazmısın temiz kişilere de yağıyor. suçlu kişilere de" 4 demektedir. Niyazi Mısri ise;
"Cevizin yeşil kabını yemekle tat bulunmaz
Zahir ile ey fakih Kuran' ı arzülarsın5
Rumüz-ı enbiyay-ı vakıf-ı esrar olandan sor
Enelhak sırrını candan geçip bardar olandan sor
Yürü var ehl-i tecridi ataik ehline sorma
Anı can ü cihanı terk edüp deyyar olandan sor6
Şeriatın sözleri hakikatsiz bilinmez
Haklkatin sözleri tarikatsiz bulunmaz
Savm ü salat ü zekat günah kibrin mahvader
Darb-ı zikir olmasa gönül pası silinmez7"